Merhaba sevgili takipçilerimiz,
Bugün röportaj köşemizin konuğu Dilara Gedikoğlu.
Çok küçük yaşına rağmen büyük bir özveri ve disiplinle çalışmalara devam edip, hedefine doğru emin adımlarla ilerlerken, kendisi gibi voleybolcu olma yolunda çalışan voleybolcu kardeşlerine de harika bilgiler aktarıyor.
Ülkemizde zihinsel antrenman ile geleceğini hazırlayan nadir örneklerden biri olan Dilara ile sakatlık sonrası zihinsel olarak sakatlıktan nasıl kurtulduğundan ABD serüvenine kadar merak edilen her şeyi konuştuk.
Özellikle genç voleybolcu kardeşlerimizin yararlanacağını düşündüğümüz söyleşi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
Merhaba Dilara,
Öncelikle röportaj teklifimizi kabul etmenden dolayı teşekkür ederiz. Senin gibi hem akademik hem sportif kariyerinde başarılı bir sporcuyu sayfamıza taşımaktan mutluluk duyuyoruz. Ayrıca, geçen sene Tulsa’da geçen başarılı sezonun ve aldığın ödülden dolayı seni tebrik ediyoruz.
Ben çok teşekkür ederim beni sayfanızda paylaşacağınız için…
Her sporcuya sorulan klasik soru ile başlayalım istersen. Dilara Gedikoğlu kimdir ve voleybola nasıl başladı? Kısaca senden dinlemek isteriz.
2 Nisan 2000 yılında Alanya’da doğdum, benim gibi voleybolcu Güven isminde bir kardeşim var. Aynı zamanda Hollanda vatandaşıyım, yani annem Hollandalı, adı Hanneke, babamın adı Ayhan. Her ikisi de turizmci.
Voleybola 5. Sınıfta Bülent Özbay hocam sayesinde Özel Hamdullah Efendi Paşa okul takımında başladım. O zamanlar takımda ki en uzun bendim o yüzden öne çıkıyordum. Tabi o zamanlar voleybolun beni buralara kadar getireceği aklımda yoktu. Voleybol oynarken kendimi çok mutlu hissediyordum. Sonraları takım olarak başarılı oldukça daha çok keyif almaya başladım. 7. sınıfta okul takımında oynamaya devam ederken aynı zamanda Alanya Belediye Spor kulübünde oynamaya başladım. Ailemin ve hocalarımın desteği ile voleybolumu ilerlettim ve kendime hedefler koymaya başladım. İlk hedefim İstanbul’da büyük bir kulüpte oynamaktı. 7. sınıftan sonra hep bunu düşünerek oynadım.
Alanya’dan sonra, Galatasaray’a geldin. Galatasaray’daki dönemini anlatabilir misin? Galatasaray gibi bir camiada oynamak nasıl bir duyguydu? Özellikle genç bir oyuncu olarak, dünyanın en zorlu liginde süre de aldın. Sana kattıkları ve varsa yaşadığın zorlukları dinlemek isteriz.
14 yaşında İstanbul’a gelerek Galatasaray’ın altyapısında denemeye çıktım ve Şükrü Yengil tarafından beğenilerek Galatasaray’ın altyapısında oynamaya başladım. Benim için hayallerimin birinin gerçekleştiği zamandı. Çok büyük gururdu Galatasaray gibi bir camiada oynamak. Her oyuncu gibi A takıma oynamak istiyordum. Çok güzel anılar biriktirdim, güzel arkadaşlıklar edindim. Tabi ki zorlandığım zamanlar da oldu, özellikle sakatlık sürecimi unutamam. 15 yaşında ön çapraz bağlarımı kopardım ve sağlık sorunları yaşadım. Bu dönemde benim için voleybolun bittiğini düşünmüştüm. Ailem ve benim için çok zor bir süreçti. Şükrü abi ve Turgay abinin (Turgay Aslanyürek) destekleri ile güzel bir tedavi süreci geçirerek eskisinden daha iyi geri döndüm.
16 yaşında 20017 de 1.ligde Maltepe Yalı Sporda çifte lisanla oynamaya başladım. O süreçte çok tecrübe edindim. 2017 yazında Plaj Voleybolu milli takımına seçildim, 2 Balkan Şampiyonası, 2 Avrupa Şampiyonası ve bir Gençlik Olimpiyatı elemelerine katıldım. O yaz benim için çok yorucu ve zevkliydi. Bir Balkan Şampiyonluğu yaşadım. Salona geri döndüğümde daha güçlü ve hırslı bir sporcuydum. 2018 sezonunda hayalim olan Galatasaray A takıma imza attım.
Yine Galatasaray ile devam edelim istersen. Ataman Hoca ile uzun dönemdir devam eden bir yapılanma var. Her sene, altyapıdan genç oyuncular kadroya alınıyor ve Ataman Güneyligil tarafından süre de veriliyor. Sen de bu durumu yaşamış biri olarak neler söylemek istersin ve genç oyunculara neler tavsiye edersin?
Ataman abiyle çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Kendisinde çok şey öğrendim. Genç bir oyuncu olarak A takımda süre almak beni çok heyecanlandırıyordu. Ayrıca takım arkadaşlarım da saha içinde bana çok yardımcı oluyorlardı. Benim için çok güzel bir tecrübeydi. Başarılı, tecrübeli oyuncularla ve antrenörlerle birlikte aynı sahada olmak antrenman yapmak benim için onurdu. Genç oyunculara diyebileceğim ilk şey çok çalışın ve tüm zorluklara karşı pes etmeyin. Kendinize her zaman inanın, güvenin ve pozitif olun. Hedeflerinize ulaşmak için plan yapın, motivasyonunuzu yüksek tutun.
Akademik kariyerin için Amerika’ya yerleşme kararı aldın. Hangi eğitimi aldığını senin sözlerinle bir kez daha sayfamızı takip edenlere duyuralım. Ardından da, bu sürecin nasıl geliştiğini duymak isteriz.
Benim için çok ani bir gelişme oldu. 2019 yılının Ocak ayında takım arkadaşım Cursty Jackson Amerika’dan arkadaşı olan NCAA takımlarından Tulsa’nın antrenörü ile konuşurken bildiğin genç oyuncu var mı Türkiye’de diye sormuş, Cursty de benim ismimi vermiş ona. Daha sonra Tulsa’dan benim videolarımı izlemişler ve beğenmişler. Cursty bana ‘%100 bursla Amerika’da hem eğitimine devam edip hem de kolej liginde oynamak ister misin?’ diye sordu. Ben çok şaşırdım düşünmek istediğimi söyledim. Cursty bana Amerika’da ki sistemi, eğitim hayatını ve voleybolu anlattı. Bu konuyu aileme, antrenörlerime ve mentörüme danıştım ve gitmek için karar verdim. Çünkü hem istediğim bölümde okuyarak üniversite diplomamı alacaktım hem voleybol oynayacaktım. Türkiye’de hem profesyonel ligde oynayıp hem üniversiteyi bitirmek çok zor ve hiçbir şeyin garantisi yok. Özellikle bunu sakatlandıktan sonra fark ettim. İlk sezonumda çok deneyim kazandım ve güzel bir yıl geçirdim. Şimdi Arizona Üniversitesinde diyetisyenlik okuyorum ve aynı zamanda Amerika’daki en iyi konferans PAC12 de oynayacağım.
Tulsa’da okurken aynı zamanda voleybola devam ettin, spordan kopmadın. Zorlu bir eğitim alırken, sportif anlamda da çok başarılı bir sezon geçirdin. Bireysel olarak “Yılın Çaylağı” ödülünü aldığını ve altı kişilik sezonun kadrosunda isminin yer aldığını biliyoruz.
Zaten spordan kopmak mümkün değil ki. Amerika’da ki antrenman sistemi kuralları çok farklı. 3 döneme ayrılıyor yaz, ilkbahar ve son bahar. Asıl sezon ağustosta başlayıp aralıkta bitiyor, bu dönem çok yoğun geçiyor. Her hafta 2-3 maç oynuyoruz ve aynı zamanda deplasmanlar, yollar, idmanlar çok yoğun bir tempodaydık. Bu süreçte ben de hedefimize ulaşmak için elimden geleni yaptım. Bireysel olarak güzel bir sezon geçirdim ve o ödülleri almak beni motive etti. İlkbahar sürecinde yani şu an resmi maçlarımız yok, daha çok özel idmanlar, turnuvalar, ağırlık ve kondisyon idmanları oluyor.
Hem akademik hem sportif yaşantının çok zor olduğu muhakkak. Bize yurt dışında ve ailenden uzakta olarak yaşarken, bir de bu denli tempolu bir çalışmanın avantajlarını ve dezavantajlarını paylaşmanı isteriz.
Elbette birçok avantaj ve dezavantajları var. 14 yaşımdan beri ailemden evimden uzaktayım. Dürüst olmam gerekirse en çok özlediğim zaman bu dönemdi. En azından İstanbul’dayken 2-3 ay da bir ya annemi ya babamı görüyordum. O yüzden ailemi arkadaşlarımı çok özlüyorum. Tabi insan uzaktayken ülkesinin değerini de daha çok anlıyor. Voleybol ve eğitimin avantajlarından bahsedecek olursam; NCAA liginde sporcu olmak büyük bir değer, çünkü herkesten daha çok çalışman gerekiyor bu yüzden sosyal hayattan daha çok spor ve ders daha ön plana çıkıyor. Sporcu öğrencilere çok değer veriyorlar. Çünkü spora verilen değer çok fazla. Maçlarda tribünler tıklım tıklım dolu. Öyle bir ortamda oynamak da çok keyifli oluyor. Akademik olarak kesinlikle kolay değil, öncelikle dil sorunu yüzünden biraz zorlandım ama her türlü yardım, desteği veriyorlar. Uluslararası öğrenciler için çokça imkanları var.
Hazır eğitim ve spor konusu açılmışken, senin yolundan gitmek isteyenlere ne tavsiye edersin? Yurt dışında okumak ve aynı zamanda spor kariyerine devam etmek isteyenler nasıl bir yol izlemeli?
Kesinlikle tavsiye ederim, hem oynamak hem eğitiminizi bitirmek istiyorsanız güzel bir tecrübe ama kolay değil. Dürüst olmam gerekirse eğer çalışmayı sevmiyorsanız hiç gelmeyin çünkü çalışmayanı sevmiyorlar. Türkiye’de ben kendimi çalışkan bilirdim. Burada hiç öyle gözükmüyorum J yani demek istediğim herkes çok disiplinli ve ne deniyorsa yapılıyor. Çok disiplinli ve çalışkan olmanız gerekiyor.
Bugün takipçilerine sosyal medya hesabından güzel bir haber de duyurdun. Tulsa’dan sonra Arizona University’e geçiş yaptın. Geçiş sürecini aktarabilir misin? Eğitiminde bölüm değişikliği oldu mu? Aynı zamanda sportif olarak nasıl bir takıma geçtin?
Tulsa sayesinde Amerika’ya geldim iyi kötü şeyler yaşadım ama bana göre bir yer olmadığını fark ettim. Özellikle daha iyi voleybol oynayan konferansları ve takımları gördüğümde transfer olma kararını verdim. Gitmek istediğim yeri bilmiyordum o yüzden aslında riskli bir karardı. Kolejlerle iletişime girmek için ilk bulunduğum kolejden ayrılmam gerekiyordu. Transfer portalına ismim yazıldığı zaman stresliydim kafamda soru işaretleri vardı acaba birileri beni çağıracak mı? diye. Ben heyecanla bunu düşünürken 40-50 civarında üniversiteden teklif aldım. Arizona üniversitesi de bunların arasındaydı. Biraz araştırma yaptıktan sonra üniversiteyi ziyarete gittim. Benim için en iyi fırsat olduğunu düşündüm, çünkü lokasyon olarak çok güzel bir yer, eğitim olarak da başarılı, antrenörler tecrübeli ve aynı zamanda voleybolda Amerika’daki en güçlü konferanslarından birinde oynuyorlar ve sportif olarak hedefleri de büyük. Bana daha çok faydası olacağını düşündüğüm için Arizona Üniversitesini seçtim. Tulsa’da iş ve spor yönetimi okuyordum, fakat Arizona’da değiştirme kararı aldım, şimdi diyetisyenlik okuyacağım.
Pekiyi Sevgili Dilara, bundan sonraki hedeflerin nedir? Eğitimini tamamladıktan sonra ne yapmayı planlıyorsun?
NCAA liginde oynadığım süreçteki hayalim bu ligde derece yapmak. Takımla final four oynamak istiyorum. Amerika’da NCAA liginde gelinebilecek en üst nokta orası. Sonrası için de gelişmem devam ederse tabi ki de profesyonel olarak Sultanlar liginde ve Avrupa’da voleybola devam etmek istiyorum.
Eğitim alanından devam ederken bir başka eğitim şekli olan zihinsel performansa yönelik çalışmalar yaptığını biliyoruz. Bu konuda merak edilen birçok konu var. Sen, zihinsel antrenman konusunda neler söylemek istersin?
Zihinsel antrenman kesinlikle her sporcunun yapması gereken bir şey. Sporda fiziksel sağlığın önemli olduğu kadar zihinsel sağlık da çok önemli. Amerika’da hem okul, hem de voleybol beni zihinsel olarak çok yoruyor. Ama bu konuya Amerika’da çok değer veriyorlar her takımın mentörleri var. Keşke Türkiye’de de zihinsel hazırlığa ve sağlığa bu kadar değer verilseydi. Ben çok yararını görüyorum, bu konuda uzun yıllardır Doç. Dr. Rıdvan Ekmekçi ile çalışıyorum. Rıdvan abi ile iletişimimiz hala devam ediyor. Özellikle genç sporculara bu konuya önem vermeleri gerektiğini ve uzmanlar ile çalışmaları gerektiğini öneririm.
Her zaman sorulan bir klasik soruyu da sana yöneltelim. Voleybol olarak karşılaştırmanı istediğimizde, Sultanlar Ligi ile Kolej Ligi’ni nasıl değerlendirirsin?
Kolej ligi çok geniş bahsettiğim NCAA 1. Ligde 330 takım yaklaşık 36 konferans var. O yüzden konferanstan konferansa seviye değişiyor. Benim şuan olduğum konferans Amerika’da en iyisi olarak gösteriliyor. Karşılaştıracak olursam tabi ki de Sultanlar Liginin üst sıralarındaki takımlar daha iyi. Ama buradaki takımlar Sultanlar ligindeki alt sıralardaki takımlarla kesinlikle kapışabilirler.
Bizlere vakit ayırdığın için çok teşekkür ederiz. Son olarak sayfamızı takip edenlere aktarmak istediğin bir şey varsa sözü sana bırakıyoruz.
Burada herkes beni Türk voleybolcu diye biliyor, kısmen ülkemizi temsil ediyorum ve elimden geldiğince en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğim. Tekrardan benim buraya gelme sürecimde üzerimde emeği olan aileme, arkadaşlarıma, tüm antrenörlerime ve Galatasaray camiasına teşekkür ederim.
Bugün sadece ABD’de voleybol bursu ile eğitimini sürdüren bir sporcuyu değil, aynı zamanda kendini geliştirmek için en etkili yöntemleri bir hayat biçimi gibi özümseyen ve kendinden sonraki voleybolculara örenk olabilecek bir voleybolcu ile söyleşi yaptık.
Dileğimiz genç sporcu kardeşlerimizin kariyer planlarını yaparken sporun getireceği olumlu etkilere karşı daha duyarlı olmalarıdır.
Voleybol Aktüel